ÖZET
Amaç:
Çalışma, Zonguldak İl Merkezi’ndeki 0-13 ay bebeği olan ebeveynlerin uyku güvenliği hakkında bilgi ve davranışlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem:
Kesitsel tipte, tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın örneklemini Zonguldak İl Merkezi’nde yaşayan ve araştırmaya katılmayı kabul eden anne-babalar oluşturmuştur (n=198). Veriler, anket formu kullanılarak yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. İstatistiksel değerlendirmede SPSS 16.0 programı kullanılmıştır.
Bulgular:
Bebeklerin yaş ortalaması 6,97±4,04 (1-13) ay olup, %50,5’i erkektir. Çalışmada ebeveynlerin %47,0’ının uyku güvenliği, %63,1’inin Ani Bebek Ölümü sendromu (ABÖS) hakkında bilgisi olmadığı tespit edilmiştir. Ebeveynlerin %63,1’inin bebeklerini yan yatırdığı, %48,0’ının bebekleri ile aynı yatağı paylaştığı saptanmıştır. Uyku sırasında yastık kullanımının %72,7 olduğu görülmüştür.
Sonuç:
Araştırmanın sonucunda ebeveynlerin Amerikan Pediyatri Derneği tarafından tarif edilen ve sağlık personeli tarafından tercih edilen ABÖS hakkında yeterli bilgilerinin olmadığı belirlendi. En güvenli pozisyon olarak yan yatış pozisyonunu tercih ettikleri saptanmıştır.
Giriş
Uyku yaşamın en önemli gereksinimlerinden biri olmakla birlikte, Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinde belirtildiği gibi bu gereksinim doyurulmadan üst düzeydeki ihtiyaçlara erişilememektedir (1,2).
Çocuklarda uyku; yetişkinliğe doğru giden büyüme, gelişme ve olgunluk süreci göz önüne alındığında özel bir ilgi ve değer isterken çocukların bir sonraki gelişim dönemine geçmesinde de önemli bir role sahiptir (3). Özellikle uykunun en etkili olduğu dönemler olarak bilinen bebeklik ve erken çocukluk dönemi beyin, bilişsel ve davranış gelişimini en çok etkileyen dönemlerdir (4).
Çocuklarda uykunun süresi, kalitesi, niteliği ve uykuya dalma zamanı gibi özellikler; çocuğun sağlığı, gelişimi alanlarında giderek artan önemli sonuçlar elde ettirmektedir (3,5). Örneğin; çocuklarda uyku süresinin beklenenden az olması; bilişsel bozukluklara (5), kardiyometabolik rahatsızlıklara (6), depresyon (7), intihar eğilimi (8) gibi psikososyal sorunlara ve obeziteye (9) neden olduğu saptanmıştır.
Sağlıklı bir uykuda, uykunun özellikleri ile birlikte dikkat edilmesi gereken diğer bir unsur da güvenli uykudur. Güvenli uyku, çocuğun uyku düzenindeki çevresel düzen hakkında bilgi verirken, tanımı ilk olarak Ani Bebek Ölümü sendromu (ABÖS) ile ortaya çıkmıştır (10,11). ABÖS, bir yaşın altındaki bebeklerin; otopsi veya klinik öykü ile açıklanamayan, beklenmedik ölümü olarak tanımlanmaktadır (12,13). ABÖS’ye ilişkin istatistiklere ülkemizde ulaşılamazken (14), Amerika Birleşik Devletleri’nde ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır (12,15). Ülkemizde “beşik ölümü” olarak adlandırılan ABÖS, uykuyla ilişkili olarak süt çocukluğu döneminde yatakta kazara boğulma olarak da tanımlanmaktadır (13,16).
ABÖS ile ortaya çıkan ölümleri önlemek ve risk faktörlerini ortadan kaldırmak adına geçmişten günümüze birçok çalışma yapılmıştır. Ulusal Çocuk Sağlığı ve İnsani Gelişim Enstitüsü 1994 yılında bebekler için “Uykuya Dönüş” eğitim kampanyasını başlatmış ve her geçen gün kendini yineleyerek günümüze kadar “Güvenli Uyku” adı altında eğitim ve araştırmalar ortaya koymuştur (17). Daha önce; 1992 yılında Amerikan Pediyatri Akademisi’nin (AAP) yayınladığı, bebeklerin uykusu ile ilişkili rapor ile Ani Bebek Ölümü sendromu görülme sıklığında düşüş de yaşanmıştır (18).
2016 yılında Amerikan Pediyatri Akademisi (APA), ABÖS olgularının tekrar artması üzerine sağlık profesyonellerin ve ebeveynlerin yanlış bilgi birikimini önlemek ve bilimsel, standart, kanıta dayalı uygulama alanı sağlamak adına “Bebekler için Güvenli Uyku Ortamı Raporu”nu yayınlamıştır (19). Böylelikle; ABÖS’nin bebeğin güvensiz bir uyku ortamında meydana geldiği birçok çalışma tarafından da desteklenmeye başlamıştır (12,20-23).
Güvenli uyku ortamı; bebeğin sırtüstü yatırılmasını, sert yatak yüzeyi kullanılmasını, emzirmeyi, ebeveyn ile yatak paylaşımı olmadan oda paylaşımı yapılmasını, ebeveynin alkol, madde ve sigara kullanmamasını, sadece uyku öncesi uykuya geçiş döneminde emzik kullanımını önerir (10,17,19). Aynı zamanda bebeklerin yatağında; yastık, oyuncak, battaniye gibi yumuşak eşyaların boğulmaya neden olabileceğini belirtir (16,24). Güvenli uyku ortamı; ebeveynlere ABÖS’ye karşı güvenli bir uyku ortamı hazırlatırken, bebeğin uyku sürecine de olumlu katkılar sağlamaktadır (19).
Ülkemizde uyku, ebeveynlerin çocuk bakımında ilk sıralarda ele aldığı konulardan biridir. Özkan ve ark. (25) “0-12 Aylık Bebeklerin Bakımı ile ilgili Türkçe Web Sitelerindeki Bilgilerin İncelenmesi” adlı çalışmasında inceledikleri 148 web sitesi içerisinde en çok uyku ve yatış pozisyonu içerikli web sitelerin olduğu ortaya çıkmıştır.
Ailelere, çocuklarının uyku bakımına destek vermek ve çocuklar için güvenli bir uyku ortamı oluşturmak adına “Güvenli Uyku” farkındalığı kazandırılmalıdır. Bu amaçla, bu çalışma ebeveynlerin güvenli uyku ve ABÖS konusundaki bilgi düzeylerini ve davranışlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Gereç ve Yöntem
Çalışma kesitsel tipte, tanımlayıcı bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini Zonguldak İl Merkezi’nde yer alan aile sağlığı merkezlerinde kayıtlı 0-13 aylık çocuğu olan ebeveynler oluşturmaktadır (n=968). Araştırmanın örneklemi 0,05 yanılma payı ile evren bilindiği durumlarda kullanılan formülle hesaplanmıştır (n=198). Örneklem sayısına aile sağlığı merkezlerine kayıtlı 0-13 aylık bebeklerin sayılarına göre tabakalandırılarak ulaşılmıştır. Çalışmamızın 198 örnekleminin 158’sini anneler oluştururken 40’ını da babalar oluşturmaktadır. Çalışmaya her çocuğun tek ebeveyni (annesi ya da babası) dahil edilmiştir.
Verilerin toplanmasında anket formu kullanılmıştır. Anket formu iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde ebeveynlerin yaş, eğitim, çalışma durumu, bebeğin yaşı ve cinsiyetine ait dokuz soru yer almaktadır. İkinci bölümde ise literatür bilgileri doğrultusunda araştırmacılar tarafından hazırlanan ebeveynlerin güvenli uyku ve ABÖS konusunda bilgi düzeylerine yönelik 25 sorudan oluşmaktadır (10,12,19,24,26-29). Örnekleme alınan annelerin aile sağlığı merkezlerinden adres bilgileri alınmış ve ev ziyaretleri yapılarak anket formu yüz yüze görüşme tekniğiyle doldurulmuştur.
Araştırmanın yürütülebilmesi için Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi İnsan Araştırmaları Etik Kurulu’ndan onay (04.02.2019-429) ve Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü’nden izin alınmıştır. Yazılı izinler sonrası Aile Sağlığı Merkezleri’ne kayıtlı 0-13 ay aralığındaki bebeklerin ebeveynlerine araştırmanın amacı hakkında bilgi verilip ve sözlü izinler alınmıştır.
İstatistiksel Analiz
İstatistiksel değerlendirmede SPSS 16.0 programında sayı ve yüzde dağılımları kullanılmıştır.
Araştırma bulguları Zonguldak İl Merkezi’nde bulunan Aile Sağlığı Merkezleri’ne kayıtlı olan 0-13 aylık bebeklerin ebeveynleri ile sınırlı tutulmuştur.
Bulgular
Anketi yanıtlayan annelerin yaş ortalaması 30,18±5,78 (20-50), babaların 32,07±4,95’tir (24-45). Çalışmaya katılan annelerin %41,8’i (n=60), babaların %42,5’i (n=17) ortaokul mezunu olup; annelerin %65,2’si (n=103) ev hanımı, babaların ise %42,5’i (n=17) işçidir (Tablo 1).
Çalışmaya katılan ebeveynlerin %79,3’ü (n=157) sigara içmediğini, %20,7’si (n=41) sigara içtiğini ifade etmiştir. Sigara içen ebeveynlerin %95,1’i (n=39) bebeğinin bulunduğu ortamda, %90,2’si (n=37) uyuduğu yerde sigara içmediğini; %56,0’ı (n=23) sigara içtikten sonra bebeğini kucağına almadığını, %19,5’i (n=8) ise sigara içtikten sonra kıyafetlerini değiştirdiğini belirtmiştir (bu soruda ebeveynler birden fazla yanıt vermiştir).
Çocukların yaş ortalaması 6,97±4,04 (1-13) ay olup, %50,5’i (n=100) erkek, %49,5’i (n=98) kızdır. Bebeklerin %95,96’sı (n=190) anne sütü alırken; %4,04’ü (n=8) anne sütü almamakta, ebeveynler sadece formül süt kullanmaktadır. Ebeveynlerin %34,3’ü (n=68) bebeklerini sadece anne sütü ile %61,6’sı (n=122) anne sütü + ek gıda ile beslemektedir. Emzik kullanan bebeklerin oranı %46,5’tir (n=92) (Tablo 2). “Uyku güvenliği hakkında bilginiz var mı?” sorusuna ebeveynlerin %53,0’ının (n=105) evet; %47’sinin (n=93) hayır yanıtını verdiği görülmüştür. Ebeveynler, bebekleri için en güvenli pozisyonun %74,7’si (n=148) yan yatış, %20,7’si (n=41) sırtüstü, %4,5’i (n=9) yüz üstü pozisyon olduğunu ifade etmişlerdir.
Ebeveynlerin %63,1’inin (n=125) bebeklerini yan yatırdığı, %48,0’ının (n=95) bebekleri ile aynı yatağı paylaştığı, %72,7’sinin (n=144) yastık, %61,6’sının (n=122) ortopedik yatak kullandığı belirlenmiştir. Ebeveynler %60,1 (n=119) oranında bebeklerinin loş ortamda uyuduğunu, %93,8 (n=186) oranında bebeklerinin yataklarında yorgan, %26,2 (n=52) oranında oyuncak bulunduğunu ifade etmiştir (Tablo 3).
Çalışmaya katılan ebeveynlerin %63,1’inin (n=125) ABÖS hakkında bilgisi bulunmazken, %36,9’unun (n=73) bilgisinin bulunduğu belirlenmiştir. Bilgisi bulunan 73 (%36,9) ebeveynden 45’inin (%61,6) ABÖS ile ilgili herhangi bir önlem almadıkları tespit edilmiştir. Ebeveynlerin %1,5’nin (n=3) ABÖS nedeni ile ölen bebeğinin bulunduğu saptanmıştır (Tablo 4).
Tartışma
Çalışmada 0-13 aylık bebeklerin ebeveynlerinin uyku güvenliği ve ABÖS ile ilgili bilgi düzeyleri, davranışları incelenmiştir. Güvenli uyku ortamı için öncelikle güvenli bir çevrenin oluşturulması, anne-baba bilgi düzeyi ve farkındalığı son derece önemlidir.
Ebeveynlerden güvenli uykuya yönelik bilgi sahibi olduğunu söyleyen ebeveynler %53 iken; ebeveynlerden 3’ü ABÖS nedeni ile ölen bebeğinin olduğunu belirtmiştir. Çalışmada %50,5’i erkek çocuk olup, ebeveynlerin %20’sini babalar oluşturmaktadır. Ortopedik yatak kullanma oranı %61,6 iken ebeveynlerin %20,7’si sigara içmektedir.
Bilinen bir gerçek olan sigara kullanımının zararları hem anneleri hem de bebekleri erken doğum, düşük oksijenlenme, ABÖS riski, düşük doğum ağırlığı, plasenta problemleri, solunum problemleri gibi birçok olumsuz faktör ile karşı karşıya bırakmaktadır (30). Gould ve ark. (30), annelere bebeklerinin sağlığı için sigara kullanımlarına ilişkin koruyucu önlemlerin neler olduğu sordukları çalışmada; annelerin sigara kullandıktan sonra kıyafetini değiştirdiği, sadece sigara içerken kullandığı sigara kıyafetleri olduğu, eşlerine sigara içtikten sonra duş aldırdıkları, evin içinde sigara içilmediği, sigara içilen bir oda oluşturma gibi koruyucu önlemler aldıkları ortaya çıkmıştır (30). Bu çalışmada da benzer şekilde sigara içen anne-babaların çoğunluğu bebekleri ile aynı ortamda sigara içmediğini, sigara içtikten sonra bebeği kucağa almadığını ifade etmiştir. Ancak anne-babaların sadece %19,5’ini (n=8) sigara içtikten sonra kıyafetlerini değiştirdiğini belirtmiştir. Maternal, prenatal sigara içiminin ABÖS riski üzerine etkisine ilişkin bir çalışmada, 2007-2011 yılları arasında 20.685.463 doğum ve ABÖS araştırıldı. Sonuç olarak; ABÖS riski ebeveynlerin sigara içimi ile doğrusal olarak arttığı gözlemlenmiştir (31).
Çalışmada annelerin %77,3’ü bebeklerini emzirirken, %42,4’ü ek gıda ile birlikte anne sütü vermektedir. Literatürde, emzirme süresi arttıkça mortalite ve morbidite oranları da azalmaktadır (32,33). Bu durumla ilişkili olarak da emzirmenin, uykuya bağlı bebek ölümleri olarak tanımlanan ABÖS riskini %70 oranında azalttığı da ifade edilmektedir (12,26).
Çalışmaya katılan annelerin %53,5’i bebekleri için emzik kullanımını tercih etmemektedirler. Literatürü incelediğimizde emzik kullanımı hakkında farklı sonuçlarla karşılaşılmıştır. Bazı çalışmalar emzik kullanımının bebeğin ağız ve diş sağlığı yapısını olumsuz etkilediğini (34), bebeğin anne sütü emme süresini azalttığını (35) belirtmiştir. Diğer yandan emzik kullanımının uykuya geçişi kolaylaştırdığını (26), özellikle son uyku döneminde emzik kullanıldığında ABÖS riskinde azalma (36,37) gibi koruyucu etkileri olduğu ifade edilmiştir. Literatürde, emzik kullanımının uykuya geçiş döneminde kullanılmasının önemli olduğu, ancak anne sütü alımını engellediği ya da azalttığı durumlarda emzik kullanılmaması tavsiye olunmaktadır (19,38).
AAP’nin 2016 yılında ABÖS’e ilişkin yayınladığı güvenli uyku prensiplerinde sırtüstü yatırmanın, bebeğin güvenli uyku ve ABÖS’yi azaltması nedeniyle önemi vurgulanmıştır (19). 1994 yılında “Uykuya Dönüş” kampanyası ile başlatılan ve sırtüstü yatırmanın önemi üzerinde duran politikalar uzun yıllar devam etmiştir (39). 1980 yılında ABÖS’ye ilişkin nedensel faktörler incelenirken uyku pozisyonlarının ABÖS ile ilişkili olduğu ortaya çıkmıştır (38). Çalışmada ebeveynlerin %63,1’i yan yatış, %27,8’i sırtüstü ve %7,6’sı yüzüstü ve pozisyonu tercih ettiği görülmüştür. Ülkemizde yapılan çalışmalarda ebeveynlerin büyük oranda yan yatış ve yüzüstü pozisyonu tercih ettikleri görülmektedir (24,28,40). Erdoğan ve Turan (28) yaptıkları çalışmada, sağ ya da sol yan pozisyon %73, yüzüstü pozisyon %7 ve sırtüstü pozisyon %20 olarak ortaya çıkarken (28), Özbörü Aşkan ve ark. (24) yaptıkları çalışmada sırtüstü yatırma %27,6, yan yatırma %61,6 ve yüzüstü yatırma %10,8 olarak tespit edilmiştir. Wright ve ark. (41) yaptıkları çalışmalarında, uyku pozisyonlarının sırtüstü %50, yan yatma %34, yüzüstü %19 ve diğer %2 olduğunu tespit etmiştir (41). Ülkemizde yan yatırma oranının yüksek olması ve sırtüstü pozisyonun düşük olması çalışmamız ile uyumlu bulunulmuştur. 1980’lerden bu yana birçok çalışmada belirtilen güvenli uyku pozisyonu sırtüstü pozisyonudur ve AAP’nin önerdiği pozisyondur (12,26,38).
Yüzüstü ve yan yatırma pozisyonu bebeğin hiperkapni, hipoksi riskini daha çok artırmakla beraber beynin oksijenlenmesini de olumsuz etkilemektedir (42,43). Li ve ark. (44) 1997-2003 yılları arası, olgu-kontrol çalışmasında; bebeklerin ABÖS ile uyku pozisyonları arasındaki ilişki incelenmiş ve yüzüstü, yan yatırılan bebeklerin risk oranı daha fazla bulunmuştur.
Çalışmada, ebeveynler bebekleri için en güvenilir pozisyonun %74,7 ile yan yatırma olduğunu ifade etmişlerdir. Yan yatırma oranının %63,1 ile yüksek olması güvenli bir pozisyon olduğu düşüncesi ile ilişki içerisinde olduğu görülmektedir. Ebeveynlerin çocuklarını güvenilir pozisyon olarak yan yatırmada ki neden çocuğun aspirasyon riski endişesinden kaynaklanmaktadır (12,45). Çocuğu sırt üstü yatırmanın neden olabileceği aspirasyon riski yanılgıdır ve temelinde ebeveynin gelenekleri, kültürel değerleri, rol model aldığı büyükleri, sağlık profesyonelleri ve medya yer almaktadır (46).
Turan ve Erdoğan’ın (47) AAP’nin güvenli uyku prensiplerine göre 800 web sitesi incelemesinde 163’ü (%20,4) uygun bilgiyi verirken, 181’i (%22,6) uygun olmayan bilgi vermekte olduğu ortaya çıkmıştır. Efe ve ark. (48) 252 hekim ve 904 hemşire olmak üzere 1156 katılımlı çalışmasında, katılımcıların bebek uyku pozisyonları hakkında yeterli ve doğru bilgiye sahip olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Diğer yandan çalışmalarda ebeveynlerin ve hemşirelerin yeterli bilgiye sahip olurken, uygulama konusunda yeterli olmadıkları gözlemlenmiştir (12,46,49,50). Tüm bunlardan yola çıkılarak, ebeveynlerin en çok bilgi konusunda başvurdukları internet ortamı ve sağlık profesyonellerinin yanlış bilgi tutumu, ebeveynlerin güvenilir pozisyonu yan yatırma olduğu yanılgısına neden olabileceği düşüncesindeyiz.
Çalışmada ebeveynler bebeklerini ortopedik yatak diye isimlendirilen vücut şeklini alan ve basıncı azaltarak vücudu destekleyen yatakları tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Ebeveynlerin bebeklerini %61,6 oranında ortopedik, %32,3 oranında yumuşak, %6,1 oranında sert yatakta yatırmayı ve %72,7’sinin yastık kullanımını tercih ettikleri belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda ise ebeveynlerin büyük oranda bebekleri için yumuşak yatağı tercih ettikleri görülmüştür (28,51,52). Diğer yandan; bu çalışmalarda ortopedik yatak seçeneği ebeveynlere sunulmamıştır. Bu yönüyle çalışma önceki çalışmalardan ayrılmaktadır. Yatak tercihi konusunda tüketicilerin büyük ölçüde ortopedik yatak tercih etmesi reklamlardan etkilenmeleri olduğu da bilinmektedir (53).
Yumuşak yatakta yatırma ve yastık kullanımı; ABÖS’yi olumsuz etkileyen önemli bir diğer faktördür (19,48). Patel ve ark. (43) sağlıklı bebeklerle yaptıkları çalışmada, yüzüstü pozisyonda uyurken nefes verme sırasında ki karbondioksit değerini nefes alma sırasında tekrar almaları, yumuşak yatak ve yumuşak yastıkların varlığı ile doğru orantılı olarak arttığını tespit etmişlerdir.
Bebeklerde güvenli uykunun sağlanmasında etkili diğer bir faktör de yatak içinde eşya bulundurulmasıdır. Amerikan Pediyatri Akademisi’nin diğer bir üzerinde durduğu durum; yatak içinde yastık, yorgan, oyuncak gibi objelerin bulundurulmamasıdır (19). Çalışmamızda ebeveynlerin %93,8’i (n=186) bebeklerinin yataklarında yorgan, %26,2’si (n=52) oyuncak, %4,0’ü (n=8) şilte bulundurduğunu ifade etmiştir. Bebeklerin güvenli bir uyku geçirmesi için ve ABÖS riskini azaltmak için; bebeğin yatak çevresi düzenlemesi son derece önemlidir. 1991-2011 yılları arasında ABD’de acil bölümüne başvuran 3 yaş altı çocukların başvurma nedenleri arasında ikinci önemli neden olan beşik içerisinde şilte kullanımı sonucunda boğulmadır ve güvensiz uyku ortamına dikkat çekmektedir (54). Ülkemizde ani bebek ölümü olguları görülse dahi bu olgulara ilişkin olay yeri incelemesi yapılmamaktadır. Aynı zamanda multidisipliner yaklaşım olmamasından dolayı da yeterli bilgiye ulaşılamamaktadır. Günümüzde bu durum devam etse dahi literatürde ABÖS’ye ilişkin tanılamaya ya da olguya rastlanılmamıştır (55,56).
Çalışmada ebeveynlerin uyku sırasında bebeği ile oda paylaşma oranı %48,0 (n=95) olarak tespit edilmiştir. AAP güvenli bir uyku için öncelikle yatak paylaşımı olmadan oda paylaşımını önermektedir (12,16,19). Oda paylaşımının ya da ebeveyn yatağının yanına bebek yatağı kurulması bebek ve ebeveyn için daha sağlıklıdır. Özbörü Aşkan ve ark. (24) çalışmalarında, ebeveynlerin %86,4’ünün bebekleri ile aynı yatağı paylaşmadıklarını belirtmişlerdir.
Son olarak; literatürü incelediğimizde 2016 yılında güvenli uyku eğitimlerinin dünyada geniş yankı uyandırması ile ülkemizde de bilimsel çalışmalar ortaya koyulurken, ebeveyn bilgilendirilmesine yönelik bilgi sağlanamamıştır.
Sonuç
Araştırmanın sonucunda anne-babaların, uyku güvenliği ve ABÖS hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları görülmektedir. Anne-babalara göre en güvenli ve en çok tercih edilen pozisyonun yan yatış olduğu belirlenirken, medyanın uyku güvenliği konusunda yanlış tutumu ebeveynlerin tercihleri üzerine etkisi de göz ardı edilmemelidir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında; bebeklerin uyku esnasında yan yatırılmaması, sırtüstü yatırılması, anne-babalara doğum sonu bakım eğitimi ile birlikte uyku güvenliği ve ABÖS hakkında bilgi verilmesi önemlidir. Sağlık çalışanlarına uyku güvenliği hakkında bilgi verirken kanıta dayalı uygulamalara yer vermeli, eğitimler planlanmalıdır. Aynı zaman da uyku güvenliği ile ilgili çalışmalarla, kampanyalarla, kamu spotları ile ebeveynlere ulaşılmalıdır.
Beyan: Bu çalışmanın verileri, 24-25 Ekim 2019 İstanbul/Türkiye 1. Uluslararası Şişli Bilim Kongresi’nde sözel bildiri olarak sunulmuştur.