Sözel Bildiriler

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU İLE TEDAVİYE DİRENÇLİ HİPERTANSİYON İLİŞKİSİ

  • Figen Yavlal
  • Figen Yavlal

J Turk Sleep Med 2019;6(4):126-126

GİRİŞ:

Obstrüktif uyku apnesi sendromu (OUAS), oksijen desatürasyonlarına neden olan tekrarlayıcı apne ya da hipopne dönemleri ile karakterize bir uyku bozukluğudur. Sistemik arteryel hipertansiyon OUAS’nun kardiyovasküler sisteme ait en sık komplikasyondur. Amaç: Bu çalışmada dahiliye veya kardiyoloji klinikleri tarafından OUAS ön tanısı ile uyku laboratuvarına yönlendirilen hastalarda hipertansiyon (HT) varlığını ve OUAS şiddeti ile ilişkisini araştırmayı amaçladık.

YÖNTEM:

Bu çalışmaya OSAS ön tanısı ile gönderilen yaş, cinsiyet ve vücut kitle indeksi benzer olan 99 olgu alındı. Hastalarda hipertansiyon varlığı ve kullandığı ilaçlar sorgulandı. Optimal dozda üçlü antihipertansif ilaç kullanımı olan hastalar dirençli hipertansiyon hastası olarak değerlendirildi. Olgulara tüm gece polisomnografi (PSG) yapıldı. PSG kayıtları 30 saniyelik epoklarla Amerikan Uyku Tıbbı Akademisi kriterlerine göre manuel skorlandı ve apne hipopne indeksi (AHİ) belirlendi. AHİ 5’in altında olanlar OUAS negatif, 5-14 arasında olanlar hafif derece OUAS , 15-29 arasında olanlar orta derece OUAS , AHİ 30’un üzerinde olan hastalar ise ağır derece OUAS grubu olarak ayrıldı. Daha sonra OUAS varlığı ve şiddeti ile HT ilişkisi incelendi.

BULGULAR:

Çalışmaya alınan hastaların: %37.4 Kadın, %62.6 Erkekti. Ort. Yaş: 47.75±14.42 idi. PSG kayıtlarına göre 29 hasta OUAS negatif(% 29.2), 21 hasta hafif OSAS (%21.2), 23 hasta OUAS (%23.2), 26 hasta ise ağır OSAS (%26.2) olarak değerlendirildi. Anamnezinde HT olan hasta sayısı 40 (%40.4)’tı OUAS negatif hastalardaki HT sıklığı %10.1 iken OUAS’lı hastalardaki HT sıklığı %97.5 idi ve aradaki fark istatistiksel olarak anlamlıydı (p<0,001). Hastaların %17.5’inde dirençli HT vardı ve bunların %71’i ağır OUAS, %28.6’sı ise orta düzeyde OUAS tanısı almıştı. Kullanılan antihipertansif sayısı gruplar arasında OUAS şiddeti ile değişiklik gösteriyordu ve istatisitiksel olarak farklııydı (p=0,031). OUAS şiddeti arttıkça HT sıklığının arttığı ve antihipertansif tedaviye yanıt oranının azaldığı tespit edildi.

SONUÇ:

Obstrüktif uyku apnesi sendromlu hastalarda hipertansiyon sık görülmektedir. Ancak OUAS şiddetinin artması ile HT’da tedaviye yanıt oranının olumsuz etkilendiği dikkati çekmektedir. Bu nedenle dirençli HT olan olgularda OUAS tanısının akla gelmesi ve dahili branşlarla koordineli çalışmanın önemini vurgulamak istedik.